30 Aralık 2015 Çarşamba

AÇTIM KOLLARIMI YENİ BİR YILA....

uzun bir aradan sonra herkese selamlar...

sesim soluğum çıkmayan zamanlara veda ediyorum :)

kendi içime dönük sessiz sakin ama içinde sürekli bir koşturmanın olduğu bir yıla vedalardayım
açtım kollarımı kocaman, hadi bakalım 2016 neler hazırladın benim için :)
bu yazımda 2015 i ele alıcam.
bir nevi eski yılın terazisi.
sessiz sakin gibi gözüken şiddetli bir yıldı benim için 2015
bir çok insanı katarken bana bir çok kişiye de veda ettirdi.
oyunculuk anlamında çok ciddi başarılar ve bilgiler koydum heybeme...
yeni deneyimlerim yeni umutlarım oldu.

yeni hayvanlar kazandırdı bana 2015 en güzel yanlarından biri bu sanrım :)
artık ailemiz 4 kişilik (şans:kedim, jülliet:köpeğim ve umut:kuşum)
yeni hayvanlar sahiplenip sahiplendirmekle meşguldüm.

bu sene bol bol tatil yapamasam da sessiz sakin bir tatil oldu bol dinlenmeli
mesela fotoğraf çekip atmak yada şu kitaplar bitecek şuraları göreceğim diye şartlar koymadım kendimi...

aksine tembellik yaptım bol bol
güneşin tadını çıkardım, internetten ve sosyal medyadan biraz uzaklaştım
ayşenuru daha çok tanıyıp dinledim.
ailemin yanında daha çocuk oldum.

zihnimi uzak tuttum her şeyden.
stres yönetimimi sağladım.
meğer tatil yaparken şartlar ve hadeflerle ne kadar yoruyormuşum kendimi.
amannn sal gitsin bu sefer deyip izin verdim kendime.
yeni meslekler deneyip meraklarımı giderdim.
tiyatro, oyunculuk, ticaret, moda...
hepsini kaldırıp koydum bir kenara 

daha çok yeni evimle, Bilecik'le vakit geçirdim.
malum bu sene misafirim Bilecik'te.(en azından ben öyle planlıyorum)
evcimen, işinde gücünde bir Ayşenurla uğraştım anlıcağınız.
ama malum boşluklar arttığında amaçsız kaldığımı hissettiğimde modu düşen mutsuz biri oluveriyorum.

içimdeki o kız artık uyanma vakti dedi ve sıyırdı kollarını...
tozlanmış hedefler, umutlar, hayaller bir bir ayıklanıp yenilerine katıldı.
2016 için yeni projeler kapıda.
sanırım o yüzden bu kadar heycanlıyım :)
bir an önce veda etmek istiyorum 2015'e
yeni güzel bir yıl olacak benim için.
adımlarına dikkat eden sağlam basan ama çocuk yönünü bırakamayan bir kız var benimle yürüyen.
2015 acılı tatlılı geçti.


inişli çıkışlı, belirsizliklerle dolu, duygusaldı.
kişisel olarak çok şey kazandırdı; sabretmeyi, insanlarla nasıl başa çıkabilirimi öğretti ve bir çok şeyi...
2016 daha haylaz afacan renkli ve eğlenceli olsun lütfen
sanırım 2015 le aram pek iyi değildi.
yeni hedefler listesi yapıldı yıl sonunda ne yapıp yapmadığımı görmek için iyi oluyor
bir de günlüğüm var tabi onuda kurcalayınca nasıl bir yılmış film izler gibi oluyorum.
2016 da daha çok bloğumla ilgilenmeyi diliyorum :)

sosyal medyadan uzak durduğumda beni merak eden instagram arkadaşlarım oluyor sağolsunlar.
(tanımadığınız kişiler tarafından merak edilmek sevilmek çok hoş bir duygu)
bol kahkahalı gülmeli güldürmeli cıvıl cıvıl bir yıl olsun.
yeni bir sürü güzel şeylerolsun 2016'da 
kalplerimizden geçen herşeyin en güzelleri olsun
olsun işte ya ne olursa olsunda güzel başarılı musmutlu olsun hemi :)
biraz günlük vari oldu bu yazı amannn olursa olsun 
:D
HOŞÇAKAL 2015,
EN GÜZEL HALİNLE GEL 2016.
öpüyorum kalplerinizden
sevgiyle kalın yeni yılda görüşmek dileğiyle...
sevgiler ayşu'dan :)


3 Nisan 2015 Cuma

BEN BUGÜN NASILIM? ''Casual''

''Biraz spor Biraz şık ''


Farklı tarzları denemeyi ve birbirine karıştırmayı seviyorum.
bu sefer ki seçimim rahatlıkla şıklığı karıştırmak oldu.
casual: türkçesiyle rahat, spor giyim dediğimiz ve bunun belli düzen ve şıklıkta olmasını ifade ediyor.


sanırım hayatımın bir çok alanında casual giyim tarzını kullanıcam.
pantolon seçimimi boyfriend jeanden yana kullandım.
ilk kez denediğim bir tarz olsa da pantolonumu çok sevdim.

ayakkabılarım topuklu olsa da oldukça rahat ve severek kullandığım papuçlarımdan biri.
yaptığım kombinleri severek mutlulukla taşıyorum.
önemli olanın insanın ruhu olduğunu düşünüyorum.
çünkü nasıl giyiniceğimizi, modumuzu ve bir çok şeyimizi belirleyen şey ruhumuz.


benim ruhumun seçimi bu oldu umarım sevmişsinizdir.
Ayşunun gardırobundan sevgilerle...
:))
ayakkabılar: Bursa nalbantoğlu:49.99 TL (indirim)
boyfriend jean: colins:99.99-120 TL(yeni sezon)
gömlek: Ankara' da bir mağza (adını hatırlamıyorum) 19.99 TL
deri ceket: pull and bear: 100 TL



10 Mart 2015 Salı

NEDEN TİYATRO?

Eğer beni tamamlayan şeyleri tiripota benzetirsem bir bacağını tiyatro oluşturur.

tiyatroyla ilkokul dönemlerinde tanıştım.
yapılan piyeslerde yer almak beni çok mutlu ederdi.
bu arada ünlü olmakla oyunculuğu hep karıştırırdım.
ünlülerin hayatı farklı geliyordu o yüzdende ilerde tiyatrocu olacağım derdim.
hee bu arada dansöz de olacağım dermişim bunu pek hatırlamıyorum ablam söylüyor. (dayımı kızı)
işte çocukluk diyelim :D

evdeyken kardeşlerimle ve kuzenlerimle piyes hazırlardım
aileme izletir mini bir tiyatro yapardım kendi aklımca.
ortaokulda kim sorsa tiyatrocu olacağım derdim.
ve tabi herkes aç kalırsın doğru düzgün meslek bul kendine derdi.
çevre ve aile baskısına küçük bir kız fazla dayanamaz ve kendine herkesin meslek olarak kabul ettiği iş grupları aradı.

açıkçası ben oyuncu olmasaydım hiç bir şey yapamazdım, hiç bir şey olamazdım diyen tiplerden değilim.
her şeyi yapabilirdim.
ama beni tatmin edip istediğimi verebilecek bir meslek yok.
lisedeyken de kendime bir çok meslek denedim.
tabi hepsi fiyasko.
sonra rock-punk kız grubu kurmaya karar verdim.
turnelere çıkacaktım, sıradan, monoton bir hayatım olmayacaktı.
her gün 07:00-13:00 çalışan insanlardan olamazdım.
her gün aynı insanlarla aynı şeyleri yapamazdım.
veee yine meslek olarak görülmeyen bir iş seçmiştim.
 yine vazgeçirilmek için bir sürü nasihat duydum.
banane ben yarım gün çalışmayacağım belki, aile kurmayacağım, çocuk istemiyorum. :)


aaaa bir bakmışım üniversteli olmuşum.
işletme okuyorum ( nedenlerim var)
kader yine çıkardı tiyatroyu karşıma.

üniversite 2.sınıfta tekrar merhaba dedim eski dostuma.
o da çocukken bastırdığım saklanmış duygularımı çıkardı karşıma.
hiç bir meslek yeni bir oyun çalışırken ki kadar mutlu edemez beni.
yeni karakterlerle tanışmak, yeni tiplerle hayatımı renklendirmek, tiyatro sayesinde bir sürü insanla tanışmak kadar güzel az şey vardır.
bir sürü duyguyu, karakteri, insanı canlandırıp onların hayatına dokunabiliyorum.
tek bir meslekte kalıp kısır döngüde gezmektense bir sürü meslek, uç tiplerle bambaşka kişiler olabiliyorum.

insanların hayatlarına dokunup onlar olabiliyorum.
bu yüzden tiyatro bu yüzden oyunculuk...
bu arada ünlü olma kısmına gelince istediğim o değilmiş.
insanları tanıdıkça, tiyatroyla haşır neşir oldukça, set ortamlarında bulundukça istediğimin ne olduğunu daha iyi biliyorum.
çok iyi bir oyuncu olmak dileğiyle...